Ağaçtan Bardağa Kahve – Tedarik Zinciri Yönetimi İle Müşteri İlişkileri Yönetim Entegrasyonu

This post has already been read 32988 times!

İkibinli yılların başında özellikle perakende sektöründe önüne geçilemez bir çılgınlık, rekabet üstü bir sürecin gerçekleşeceği ve bu rekabet üstü sürecin tetikleyicisinin maliyet ve verimlilik odaklı tedarik zinciri yönetim olacağının sinyallerini alarak Amerika’da Tedarik Zinciri Yönetiminin (Beyond the supply chain management) ötesinde bir proje çalışmasına katıldık. Katıldığımız proje çalışmasının merkezinde müşteri talebi ile tedarik sürecinin entegre edilmesi idi. Amerikalıların deyimi ile Müşteri İlişkileri Yönetimi CRM – (Customer Relationship Management) ile Tedarik Zinciri Yönetiminin- SCM (Supply Chain Management ) paralel hareket ettirilmesi idi. Türkiye dönüşü eğitimlerimizde ve uygulamalarımızda bu modeli paylaştığımızda, tüm paylaşım yolculuğuna katılanlar hocam bu bizde olmaz, Amerika uygulamalarını bize anlatma yorumunu nazikçe dile getirirlerdi. Evet bu bizde olmaz veya Amerika uygulamaları bizde uygulanamaz yorumu kadar herhalde tehlikeli bir tuzak yoktur. Ve fakat yakın zamanda tanık olduğumuz ve duyduğumuz söylemler ve de gördüğümüz görseller bir zamanlar erken olan modellerin nasıl iş yaşamının bir parçası olduğunu gözle önüne sermektedir. 08 Ekim 2013 tarihinde İstanbul Tekstil ve konfeksiyon İhracatçı Birliklerin de (İTKİB’de) verdiğimiz Stratejik Satınalma Sürecinde; pazar eğilimli, müşteri talebi dikkate alınarak satınalma sürecinin yönetilmesi, satınalma sürecini yönetirken stratejik düşünülmesi, sürekli rapor oluşturarak raporlarınızı konuşturun noktalarını vurgu yapıldı. Eğitim sonunda katılımcılara sabah gelirken hangi akıl ve beklenti ile geldiniz ve şimdi giderken hangi akıllarla dönüş yapıyorsunuz diye sorduğumuzda? Katılımcılardan bir hanımefendi hocam bizim patronumuzun sürekli bizlere stratejik düşünün, raporlar oluşturun ve raporlarla konuşun söylemlerini sizden de duymak beni şaşırttı ve daha da ilginci patronumuzun bu söylemlerine biraz da direnç gösteriyorduk. Demek ki bir dönem direnç gösteren patronlar kendileri bu modellere vurgu yapmaya başladılar.

Bir diğer enstantene de yoğun geçen iş gününün sonunda veya hafta sonu yürüyüşünde kahve almak için zaman zaman uğradığım bir kafe de kahve siparişi sırasında beklerken birden bire bir animasyon ile karşılaştım.” Ağaçtan bardağa kahve”yi ifade ediyor bu animasyon. Kahvenin ağaçtan nasıl toplandığı ve kahve fincanımıza geldiğinin yolculuğu diğer deyimle “Ağaçtan Bardağa Kahve” tedarik zinciri anlatılıyordu. En güzeli de bunun bir reklam, tanıtım ve pazarlama aracı olarak kullanılması idi. Evet bir zamanlar erken olan kavramların iş modeline nasıl dönüştüğüne daha pek çok uygulamalarla göreceğimizde kuşkumuz olmasın. İş modellerinin bir parçası olan bu modellerin zamanında erken olmadığını düşünmeyip uygulayanlar rekabette ne konumda olabilirlerdi siz düşünün. Şimdi de “tarladan bardağa çay” yolculuğuna ne dersiniz. Bunun isim hakkı bende Kahve, çay ve çikolata tadında nice bayramlara.

Bayramınız kutlu olsun.

Sevgiler  saygılar

Aysel Evran

aevran@etsupervizor.com

Ayselevran@ttmail.com