Yönetim Düşünce Yapısı-IV

This post has already been read 1669 times!

Sistem ve Düşünce

Merhaba ayselevran@ttmail.com, aevran@etsgelisim.com paylaşım dostları

Yönetim düşünce yapısı yazı dizimizin önceki duraklarında yönetim düşünce sistematiğinin farklı olup olmadığına, Platon’un Devlet kitabı baz alınarak yöneticiliğin oluşum gerekliliğine, yönetim, yönetici, düşünce sistematiği olgusu çerçevesinde sistem kavramına, üretim sistemine dairleri paylaşmaya çalıştık.

Bu durakta sistemler hakkında biraz daha derinlemesine düşünebilmek olgusuna yakından bakmaya ne dersiniz?

Bu yazı dizimizin daha önceki duraklarında, bir sistemi “bütün” olarak tanımladık. ‘Sistem’ kelimesini kullandığımızda, bize faydalı olabilecek bir modele vurgu yapmaktayız. Sisteme ve tanımına bir örnek verecek olursak : bir arabadaki şanzıman ‘sistemi’ her biri bir mühendislik eserinin bir parçasını oluşturan fiziksel form ve şekillere sahip dişlilerden ve kollardan oluşur. Burada da “sistem” kavramı mühendisin bakış açısını yansıtan uygun bir etiket olabilir.
21. yüzyılda, bize yaratıcı düşüncenin uygulanmasıyla tasarlanan birçok olanak, etkinlik ve nesne sunan insan yapımı bir dünyayla çevriliyiz. Tasarımcılar ve mühendisler, daha önce yapamayacağımız şeyleri yapmamızı sağlayan yeni eserler ve işlemler üretmek için marifetlerini sürekli kullandılar – bir fincan kahve için kahve makinası yapmaktan ve Mars yüzeyini araştırmaya kadar.

Bu eserler, yaratıcılarının zihninde zihinsel modeller olarak başladılar ve ortaya çıktıkları zihinsel modellere ve  istenen sonuçlara yol açabilecek bileşenler arasındaki muhtemel etkileşimlere yansıma süreci ile tasarlandı. Tasarlanan nesneler, yaratıcı beyinler onları kullanma deneyimine yansıttığı için, genellikle bir gelişim evrimi geçirir. Bazen etrafımızda algıladığımız olayların ve eserlerin kendi dışsal bir “gerçekliğine” sahip olduğu anlaşılabilir, ancak insani düşünceyi ve algılamayı seçtiğimiz sistemlerin mühendisi olarak tanımlamamız önemlidir.

Sosyal bağlamda etkileşime girdiğimizde veya etkileşimleri yansıttığımızda, sistemik niteliklerin ortaya çıktığını algılarız. Bir sistemin ‘varlığı’ esasen bir gözlemci tarafından algılanan sistemik niteliklerin bir açıklamasıdır – bu kişi o sistemin bir yaratıcısı mı yoksa kullanıcısı mı yoksa daha genel olarak deneyimleri yansıtıyor mu?

herhangi bir sistemi veya alt sistemleri tanımlamaya çalıştığımızda bu sistemin parçası olarak neyin göründüğünü ve neyin olmadığını düşünmeliyiz.

Gelecek durakta felsefe ve sosyolojik perpektifte sistemlere yakından bakabilmek dileğiyle;

Sevgiyle ve huzurla huzurda kalın

Aysel Evran

ayselevran@ttmail.com; aevran@etsgelisim.com ; www.ayselevran.com, www.etsgelisim.com

BİR FULARLIK FARK!®

İle

MASADAN SAHAYA Devlet Siyaset Aile Şirket Ülke Üniversite Toplum Birey YÖNETİMİ®

Share

You may also like...